Üst göz kapağı ameliyatı veya blefaroplasti, üst göz kapağındaki fazla kas, yağ ve deriyi alarak göz çevresine daha genç, canlı ve dinamik bir görünüm kazandıran bir işlemdir. Göz kapakları yalnızca önemli bir yüz estetiği unsuru değil, aynı zamanda sağlıklı gözlerin de kritik bir parçasıdır. Ancak zamanla, yaşlanma süreci, genetik faktörler, yer çekimi ve dış etkenler (güneş ışığı, sigara, uyku apnesi vb.) nedeniyle üst göz kapaklarında sarkma, cilt gevşekliği veya yağ birikmesi meydana gelebilir. Kozmetik olarak yorgun, üzgün ve yaşlı bir görünüm vermesinin yanı sıra, görüş alanını daraltarak normal işleyişi de olumsuz etkileyebilir. İşte tam bu noktada üst göz kapağı ameliyatı veya blefaroplasti devreye girer. Bu ameliyat sadece güzellik sorunlarını gidermekle kalmaz, aynı zamanda göz kapaklarının fonksiyonel anatomisini de düzelterek daha sağlıklı, daha parlak ve daha özgüvenli bir görünüm sağlar.
Üst göz kapağı ameliyatının temel amacı hem fonksiyonel hem de estetik iyileşme sağlamaktır. İşlem kapsamında göz kapağındaki fazla deri ve gerekirse kas çıkarılır, böylece göz bölgesine daha genç ve canlı bir görünüm kazandırılır. Ayrıca sarkık cildin gözleri kapatması önlenerek günlük hayatta daha keyifli bir görüş sağlanır. Göz çevresindeki şişkinlik ve sürekli yorgun görünüm de azaltılarak daha parlak, daha canlı ve daha çekici bir yüz görünümü elde edilir.
Üst blefaroplasti genellikle aşağıdaki durumlarda tercih edilir:
Görüş alanını daraltan zayıf cilt,
Estetik sorunlara neden olan göz kapağındaki fazla deri,
Yağ torbaları nedeniyle çıkıntılı görünüm,
Göz kapağı görünümünde asimetri,
İstenildiği gibi göz makyajı yapılamaması,
Kadınlar ve erkekler bu ameliyatı tercih edebilir.
Üst blefaroplasti öncelikle lokal anestezi altında yapılır. Ameliyat yaklaşık 30-60 dakika sürer. İşlem şu şekilde ilerler:
Ekstra deri ve kas dokusu bulunur. Göz kapağının doğal kıvrımını takip eden küçük bir kesi yapılır. Ek deri ve gerekirse yağ dokusu alınır. Kesi yeri estetik dikişlerle kapatılır. Hastalar aynı gün taburcu edilir ve çok kısa sürede normal hayatlarına dönebilirler.
Ameliyat sonrası gözlerde şişlik ve kanama, ilk günlerde oldukça yaygındır ve genellikle 1-2 hafta içinde kendiliğinden düzelir. İyileşme sürecini hızlandırmak ve daha rahat bir dönem geçirmek için, başınızı normal pozisyonun üzerinde tutarak uyumak, her saat soğuk kompres uygulamak, doktorunuzun önerdiği şekilde mümkün olduğunca düzenli ilaç almak ve gözlerinizi ovuşturmaktan kaçınmak önemlidir. Bu önerilerden sonra çoğu hasta 7-10 gün içinde sosyal hayatına ve işine güvenle dönebilir.
Sonuç olarak, üst göz kapağı ameliyatı (blefaroplasti), kozmetik ve fonksiyonel faydaları olan güvenli ve başarılı bir işlemdir. Fazla deri, kas ve yağın alınması, hastanın daha genç, dinamik ve canlı bir görünüme kavuşmasına yardımcı olmanın yanı sıra görmeyi etkileyen sorunları da ortadan kaldırır. Hızlı ameliyat ve kısa iyileşme süresi sayesinde hastalar günlük aktivitelerine hızla dönebilir ve kalıcı sonuçlar elde edebilirler. Deneyimli bir cerrah tarafından doğru değerlendirmeyle yapılan üst göz kapağı estetik ameliyatı, görünümde ve yaşam kalitesinde önemli bir fark yaratan etkili bir seçenektir.
Alt göz kapağı ameliyatı, tıp camiasında alt blefaroplasti olarak da bilinir, alt göz kapaklarındaki fazla yağ, kas ve derinin alınması veya yeniden konumlandırılması için yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu işlem, göz altı torbalarını, koyu halkaları, kırışıklıkları ve çöküntüleri gidererek yüzün daha genç, dinlenmiş ve ışıltılı görünmesini sağlar. Ayrıca gözlerdeki yorgun görünümü de ortadan kaldırarak yüzün daha dengeli ve güzel görünmesini sağlar. İşlem, kişinin ihtiyaçlarına göre farklı tekniklerle yapılabilir; bazen fazla yağ alınır, bazen de göz altındaki boşluğu doldurmak için yağ yeniden dağıtılır. Hem kadınlara hem de erkeklere uygulanabilen bu işlem, sadece estetik olarak değil, aynı zamanda fonksiyonel olarak da göz çevresindeki çirkin sarkmaları ve şişkinlikleri önleyerek gözlerin daha sağlıklı bir anatomiye sahip olmasını sağlar.
Alt göz kapağı ameliyatının temel amacı daha genç, taze ve canlı bir görünüm elde etmektir. Göz altı torbalarının alınması, fazla derinin düzeltilmesi ve cildin sıkılaştırılmasıyla göz çevresi daha pürüzsüz bir görünüme kavuşur. Ayrıca, düşük alt göz kapaklarının alınması göz sağlığına katkıda bulunur.
Alt göz kapağı ameliyatı genellikle aşağıdaki durumların düzeltilmesi için kullanılır:
Göz altı torbaları: Yaşlanma ve kalıtsal faktörlere bağlı yağ dokusu birikimi.
Sargın cilt ve fazla cilt: Cildin elastikiyetini kaybetmesi nedeniyle sarkma.
Kahverengi halkalar ve koyu halkalar: Damarlanma, cilt incelmesi veya kalıtsal faktörlere bağlı renk değişikliği.
İnce kırışıklıklar: Göz çevresinde yaşlanmaya bağlı yüz ifadesi hareketleri ve çizgiler.
Bu tür belirtiler estetik sorunlara yol açmanın yanı sıra kişiyi mevcut yaşından daha fazla yaşlandırır.
Alt göz kapağı ameliyatı genellikle göz altı torbaları veya derin kırışıklıkları olan 30 yaş ve üzeri hastalar için doğru bir ameliyattır. Ancak bazılarında kalıtımsal nedenlerle daha erken yaşta yapılması gerekebilir. Bir hastanın aday olarak seçilmesi için genel sağlık durumunun iyi olması, yeterli cilt elastikiyetinin olması ve ciddi bir göz hastalığının olmaması ön koşullardır. Ancak gebelik, emzirme, aşırı kuru gözler veya etkilenmemiş majör sistemik bir hastalık genellikle tedaviyi kabul edilemez kılar.
Alt blefaroplasti veya alt göz kapağı estetiği, hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir. En çok tercih edilen tekniklerden biri olan geleneksel cerrahi teknikte, fazla deri ve yağ alınırken gevşemiş kaslar sıkılaştırılır. Bu işlemde yapılan kesiler genellikle kirpik dibinde yapıldığından, zamanla izler en aza indirilir. Genç hastalarda, transkonjonktival genellikle en iyi seçenektir; kesi iç göz kapağında yapıldığı için görünür bir iz kalmaz. Son yıllarda öncülük eden lazer destekli cerrahiler, fazla deriyi gidermede ve ince kırışıklıkları yumuşatmada etkilidir. Daha hafif rahatsızlıklar, dolgu maddeleri, PRP, mezoterapi veya lazer yardımıyla ameliyata gerek kalmadan daha pürüzsüz ve parlak bir cilt ile tedavi edilebilir. Uygulayıcı, hastanın yaşına, cilt tipine, şikayetlerine ve beklentilerine göre en uygun seçeneği belirler. İşlem sonrası hafif şişlik ve morluklar ameliyattan sonraki ilk 1-2 gün içinde ortaya çıkar. Bunlar 1-2 hafta içinde kaybolur. İyileşme sürecinde, başınızı yüksekte tutarak uyumanız, soğuk kompres uygulamanız, gözlerinizi ovuşturmaktan kaçınmanız ve doktorunuzun önerdiği şekilde göz damlalarınızı/ilaçlarınızı düzenli olarak kullanmanız çok önemlidir. Hastaların çoğu 10 gün içinde işe ve sosyal aktivitelerine döner. Sonuç ve tam iyileşme aylar sürer.
Genel olarak, alt blefaroplasti, sadece estetik açıdan formu iyileştirmekle kalmayıp aynı zamanda gözlerdeki fonksiyonel sorunları da ortadan kaldıran değerli bir işlemdir. Göz altı şişlikleri, kırışıklıklar, koyu halkalar ve sarkmalar gibi yaşlanma belirtilerini azaltarak hastaya daha sağlıklı, daha genç ve dinamik bir görünüm kazandırır. Uzman doktorlar ve uygun adaylar tarafından gerçekleştirildiğinde, güvenli ve uzun vadeli sonuçlar elde edilir. Bu nedenle, alt blefaroplasti, gözlerin yorgun ve yaşlı görünümünden rahatsız olanlar için modern plastik cerrahinin sunduğu değerli bir alternatif olarak kendini göstermektedir.
NanoGlobal Health; diş hekimliği, saç ekimi, göz cerrahisi ve estetik/plastik cerrahi gibi uzmanlık dallarında hizmet vermekteyiz.
Türkiye’de plastik cerrahi ve estetik işlemler, uluslararası düzeyde yüksek kalite sunarken batı ülkelerine kıyasla daha uygun maliyetlerle yapılabilmektedir. Türkiye’de estetik ve plastik cerrahi fiyatları ve buradaki prosedürler eşdeğer batı ülkesi işlemlerinden önemli ölçüde uygun maliyetlidir.
Evet, Türkiye’de plastik cerrahi ve estetik işlemler genel olarak güvenli kabul edilmektedir. Özellikle bakanlık onaylı hastanelerde ve uzman, deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirildiğinde. Türkiye, son yıllarda medikal turizm alanında dünya çapında bir merkez haline gelmiştir. Birçok klinik uluslararası sağlık standartlarına uygun hizmet verir ve ameliyat öncesi danışmanlık, operasyon süreci ile operasyon sonrası bakım titizlikle planlanır. Ayrıca, Türkiye’deki cerrahlar genellikle Avrupa ve ABD eğitimli veya bu standartlara uygun tecrübelere sahiptir.
“Personalized operation plans” yani kişiye özel operasyon planları hazırlanmaktadır. Bu sayede hastanın durumu, donör bölgesi, ekim yapılacak bölge ve tercih edilen teknik göz önünde bulundurularak bir plan yapılmaktadır.
Muayene öncesinde hastanın tıbbi ve göz geçmişi alınır; mevcut şikâyetler, kullanılan ilaçlar, daha önce yapılmış operasyonlar veya lens/gözlük ayarları gibi bilgiler titizlikle değerlendirilir. Bu aşama, muayenenin geri kalanının kişiye özel ve doğru olabilmesi için kritiktir. Türkiye’de göz muayenesi, özellikle deneyimli göz hekimleri ve donanımlı özel klinikler ya da hastanelerde gerçekleştirildiğinde genel olarak güvenli kabul edilmektedir. Türkiye’deki göz bakım merkezleri, güncel göz görüntüleme cihazları ve uzman kadrolarla hizmet sunmakta ve sağlık turizmi kapsamında uluslararası hastaları ağırlamaktadır.
22 yıllık diş hekimliği ve hastane yöneticiliği deneyimiyle NanoGlobal, dünyaya açılan kapınız olmak üzere tasarlandı.